Son Yazılar

Tanrının Varlığının İspatı






Uzun yıllardır çevremdeki ateist tanıdıklarıma Tanrı'nın varlığını, ezbere ve bağnazlığa kaçmadan anlatmaya çalışıyordum. Ne var ki, gerek kalıplaşmış dini yobaz iddialar gerekse önyargılar yüzünden başarıya ulaştığım çok az insan oldu. Nihayet, Tanrı'nın varlığı (daha doğrusu kaotik bir Tanrı'nın) gibi kendi çapımda emin olduğum ancak başkasına ispatlamaya gelince de oldukça zor olan bu konu üzerine daha farklı bir ispatlar düzeni oluşturmaya karar verdim.

“Tanrı var mıdır, Allah’ın varlığının delilleri nelerdir?” şeklinde soru soran bir ateiste, dindar bir insanın vereceği cevap genellikle ateisti hiç tahmin etmeyecek laf kalabalığından oluşmaktadır. Öncelikle, her dinin birçok mensubuna da belirttiğim gibi çiçeği, böceği, doğayı, atomları göstererek Tanrı ispatlanamaz. Bir İslam bilginine “Allah’ı ispatlayın” dediğimizde ya Kuran’ı örnek göstermekte ya da doğanın eşsizliğine vurgu yapmaktadır. Hâlbuki bir ateist zaten Kuran’a inanmadığı için, Kuran’dan alıntı yapmak da pek mantıklı olmayacaktır. Ya da ateiste “doğa ne kadar eşsiz değil mi, bunları mutlaka birisi yaratmıştır”  dediğimizde ateist pekâlâ bunun kendiliğinden oluşan bir güzellik olduğunu söyleyebilir. Bu nedenle Tanrı'yı ispatlarken gözlenebilir bilimsel kavramlar üzerinde durmalıyız.

Tanrı'yı ispatlamaya başlamadan önce, “gerçekten Tanrı'yı ispatlamamız gerekiyor mu?” sorusunu cevaplayalım. Örneğin, Ortodoks Hıristiyanlık’a göre, ne Tanrı'nın varlığı kanıtlanabilir ne de kanıtlanmasına gerek vardır. Çünkü İncil insanların Tanrı'nın varlığını koşulsuz kabul etmesini istemektedir. Bu görüş, bazı İslami ve Musevi kaynaklar tarafından da savunulmaktadır. Onlara göre, “Tanrı isteseydi, kendini gösterebilir ve bütün insanların kendisine inanmasını sağlayabilirdi ancak asıl önemli olan insanın kendi seçimiyle ona inanmayı seçmesidir.” Benim görüşüme göre ise, elbette, önemli olan insanın kendi seçimiyle belli bir yolda ilerlemesidir, ancak bu yolda yardım almasında da sakınca yoktur. Ateist bir çevrede büyümüş bir insanın Tanrı'ya inanması çok daha zordur ve bu tür durumlarda Tanrı'nın ispatlanabilmesi ateistin kendi aklını kullanarak Tanrı'ya inanmayı seçmesinde bir yol gösterici olacaktır. Sonuçta önemli olan Tanrı'ya nasıl ve ne şekilde inanıldığı değil, inandıktan sonra o yolda düzgün ilerleyebilmektir.


BİLİM VE DİN?

Tüm insanlık tarihi boyunca, halkların büyük çoğunluğu yaratan, kendilerinden üstün olan ve adaleti sağlayacak bir tanrının, tanrıçanın veya çoklu tanrıların varlığına inanmıştır. Bu da göstermektedir ki, tanrı inancı yerel ve belli zamana ait bir kültür değil, bütün insanlıkta bulunan bir özelliktir. Peki, o zaman neden bir insan ateist olmaktadır? Ateistlerin çoğu, dini metinleri anlayamadıkları veya dini metinleri "tanrı" ile aynı sınıfta değerlendirdikleri için dinlere, dolayısıyla da Tanrı'ya düşman olmuşlardır. Tanrı ile şeytan arasındaki ilişki, peygamberler ve kıyamet günü; ateistlerin itiraz ettikleri temel konulardır. Ancak, şeytanın, kıyametin veya peygamberlerin varlığını kabul etmemek Tanrı'nın varlığına itiraz etmeyi gerektirmez. Bu nedenle, tanrı kavramı, dini metinlerden farklı olarak, sadece kendisiyle ele alındığında, ateistik itiraz noktalarının pek çoğu yok olmaktadır.

Deterministik kaosa göre bir insanın tanrının düşüncelerini ve amaçlarını tam olarak anlayabilmesi beklenemez. Şöyle düşünelim; bir karınca, insanın yapmak istediklerini, çözdüğü problemleri, yarattığı eserleri, en basiti konuştuğu dili anlayabilir mi? Elbette, bir insan için anlayamadığı bir şeyi kabul etmek kendisine anlamsız gelebilir. Ancak samimi olarak düşünürsek güncel hayatta inandığımız şeylerin ne kadarını tam olarak anlayabiliyoruz ki? Örneğin, bir cep telefonunun elektronik devrelerini birçok insan anlamaz, ancak kimse bunu anlamadığı için "telefon yoktur" diyerek telefonun varlığını reddetmez. Diğer yandan Tanrı'nın varlığının bilinemeyeceğini iddia etmenin ötesi olarak Tanrı'yı kesin olarak reddetmek çok daha büyük bir mantıksızlık olacaktır. Elbette, Tanrı'nın varlığına kesin matematiksel bir kanıt gösterilemez (bir ihtimal kaos teorisi dışında), ancak aynı şekilde Tanrı'nın olmadığına dair de bir kanıt yoktur.

Not: Kaosa göre tüm evrenin düzeni karmaşık ancak belli bir tasarımda ilerlemektedir. Bu tasarım ise ancak evrenin başlangıcında (Big Bang) başlatıcı kuvveti uygulayan güç (Tanrı) tarafından bilinebilir. O halde, kaotik Tanrı, sınırsız bilgiye sahip olan evrensel yaratıcıdır. Kaos, Tanrı'nın buraya kadar açıklamasını yapar, ancak diğer dini inançların varlığını kabul etmeye çalışmaz. Kısaca, kaos teorisinin yardımcı olduğu dinler değil ancak deizmdir.

Bazı kesimlerin Tanrı'yı ispatlamaya çalışırken yaptığı en büyük hatalardan birisi doğanın ve dünyanın üzerinde gereksiz yere durmaktır. Örneğin, “dünya biraz daha güneşe yaklaşsa canlılık olmazdı, atmosfer biraz daha uzak olsa yaşayamazdık” gibi düşünceler Tanrı'yı ispatlamamaktadır. Sonuçta, bu özellikler dünyada olduğu için insanlık vardır, başka bir gezegende aynı özellikler olsaydı yine canlılık olabilirdi.

Big Bang ise maddenin sonsuzdan beri var olduğunu ve tesadüfen oluştuğunu reddetmektedir. Yani evren yoktan yaratılmıştır. Zamanın başlangıcında sonsuz yoğunlukta ve sıfır hacimdeki bir kütleye dışarıdan gelen bir enerji sonrasında kütle patlayarak bütün evreni yaratmıştır. Dışarıdan gelen bu enerjiyi ise tanrıdan başka bir yolla açıklamak mümkün değildir. Big Bang evrenin bir başlangıcı olduğunu göstermektedir. Ve aynı şekilde zamanı geldiğinde Big Crunch adı verilen geri çekilme ile evrenin sonu da olacaktır. Evrenin genişlemesi tasarlanmış bir planlar bütünüdür. Yıldızların, gezegenlerin ve maddesel düzenin oluşma olasılığı 100 septilyonda 1’dir. Big Bang’in bütün bu özellikleri evreni yaratan bir gücün olduğuna gönderme yapmaktadır. 

*+c  laplace şeytanı

Akademik eğitim görmüş bireylerin, tanrıya yüz çevirme oranı, diğer insanlara göre daha fazladır. Bunun en büyük nedeni şüphesiz, bilim ile günümüzde dayatılan dinin birbiriyle çelişmesidir. Örneğin, evrim teorisi, ne Müslüman, ne de Hıristiyan ve Musevi din adamları tarafından kabul edilmez. Peki gerçekten evrim teorisinin varlığı İbrahimi dinleri ve onların üzerinden Tanrıyı geçersiz mi kılar? Hayır. Eğer Tanrıyı belli bir seviyede hissetmek istiyorsanız, Tanrı ve din ile aranıza eğitimsiz, hatta sapkın din adamlarını koymamalısınız. Unutmayın, aynı din adamları, zamanında dünyanın düz olduğunu, Güneş'in de dünyanın çevresinde döndüğünü savunmuş cahil insanlardır. Hiçbir bilim, matematik, felsefe eğitimi almamış, hayatı boyunca önündeki dini metinleri ezberlemiş kişileri rehberi kabul edip bilime düşman olan dindarlar veya bu din adamlarını gördükten sonra dine ve tanrıya düşman olanlar tanrı kavramının özünü anlamamıştır. Ezberiniz değil aklınız ile tanrı kavramını sorgular veya dini metinleri yorumlarsanız, işte o zaman verimli sonuca ulaşabilirsiniz. Mesela şimdi, İbrahimi din alemi tarafından şiddetle reddedilen evrim teorisinin, bırakın tanrıya, İbrahimi dinlere bile uygun olduğunu kısaca ispatlayalım. İbrahimi dinlere göre, ilk insanlar Adem ve Havva topraktan yaratılmıştır. Önümüzde bu özet dini iddia durmaktadır. Evrime baktığımızda, toprak proteinleri, proteinler tek hücrelileri, kuşları, memelileri, maymunları derken insanları ortaya çıkarmıştır. Yani evrimde de tüm canlılık topraktan oluşmuştur. Şimdi şöyle düşünelim, insandan önceki son "maymunsu" basamak, insana evrim geçirdiğinde, tanrı tarafından yollanan ruh o vücudda yer edinmiş, ve ilk insan ortaya çıkmıştır. Tanrı, evrenin, fiziğin, bilimin de yaratıcısıdır. Bu nedenle yaratılışı da diğer mucizeleri de fiziksel ve doğal kurallara uygun bir şekilde yapması anormal değildir. Evrimi reddeden dindar kesim, dini metinlerde geçen çamurdan yaratılışın birkaç gün içinde olduğunu zanneder, halbuki bu yaratılışı milyonlarca yıl olarak düşünselerdi (zamanın ötesindeki kaotik tanrı için bir gün veya milyon yılın önemi yoktur), evrim ile aynı noktayı yakalayabileceklerdi.

Genetik bilimine göre, bütün insanlık tek bir ortak kadından türemiştir. Bilim bu kadına Lucy der, din bu kadına Havva der. Görüldüğü gibi tanrı ve bilim çelişmez, bilim ve din adamları çelişir. Örneğin, bilimsel olarak ilk insanlar Afrika'da ortaya çıkmıştır, bu nedenle de ilk insanlar siyahidir. Bu görüş, hiç bir dini metine göre aykırı değildir, ancak cahil bir dindara veya din adamına, Havva ve Adem'in "zenci" olduğunu söylerseniz, büyük ihtimalle kendisine küfür edilmiş gibi bir tepki verecektir. İnsanlar tanrıyı kendilerine göre yorumlar, asıl problem de buradan çıkar...


*+c


TERCİHLER

Bireylerin sahip oldukları yetenekler, dış görünüşleri, zeka seviyeleri ve (aileden kalma) maddi zenginlikleri; doğuştan gelen, rastgele özelliklerdir. Bir kadın güzel olmasıyla övünmemelidir, güzel olmak kendi başarısı değildir. Sesi güzel bir şarkıcı, sesiyle övünmemelidir, sesinin güzelliği kendi başarısı değildir. Zeki bir bilim adamı zekasıyla övünmemelidir, zeki olmak da kendi başarısı değildir. Bunlar gibi doğuştan gelen Tanrı armağanları insanların değerini gösteremez. Bir insana vereceğimiz değer, onun yaptığı seçimlerden ibarettir. Güzel veya çirkin olmak, zeki veya aptal olmak değil; hangi hayat yolunu tercih ettiği kişiyi ve ruhunu anlamamızda etken özelliktir. Kısaca, doğuştan gelen özellikler dışında insanları birbirinden ayıran tek durum vardır, tercihleri... Çoğu dinde Tanrının insanlardan asıl beklentisinin de bu gerçekliğe uygun bir şekilde sadece iyi veya kötü olmak olduğu görülebilir. Tanrı insanlardan olduğundan zeki, güzel, güçlü veya zengin olmasını beklemez; ama onlara en iyi olmayı emreder. Tüm dinlerde ortak bir şekilde, Tanrı insanları sadece tercihleri ile yargılamaktadır.


*+c

ETİK

Birisinin çıkıp tanrının varlığını ispatlayan bir delil göstermesi herkesi mutlu ederdi ancak tanrının istediği bu değildir. Önemli olan insanın kendi aklını ve duygularını kullanarak tanrıyı seçmesidir. Akılla ve ruhla, tanrı üç temel düşünce üzerinden kolaylıkla ispatlanabilmektedir. Bunlar doğum; ölüm ve insanda bulunan ruh’tur.

Son üç İlahi kitap olan Tevrat, İncil ve Kuran ve ayrıca İbrahimi dinlerden olmayan Sümer, Kafkas ve Maya mitolojileri, farklı zamanlarda, farklı yerlerde ve farklı dillerde yazılmış olmalarına rağmen, insanlardan benzer ahlaki sorumlulukları beklemektedirler. Tüm metinler için de iyi ve kötünün ayrımı benzer olarak düzenlenmiştir. Bir metinde kötü olarak tasvir edilen genellikle diğer iki metinde de kötü olarak benimsenmiştir. Bu evrensellik, bu metinlerin en azından bazı kısımlarının tek bir kaynağa sahip olduğunu göstermektedir. Hiçbir şekilde çıkarı olmadan, sadece ahlaki ve etik olarak insanları iyi yola sokmak isteyecek ve bunu evrensel boyutta başarıyla gerçekleştirebilecek bir güç de elbette tanrıdan başkası olamaz.


*+c


KAOS

(bu bölüm kaos teorisini bilmeyenler için karmaşık gelebilir, önce bu yazıyı okuyabilir ya da burayı atlayarak direk RUH başlığına geçebilirsiniz)


Evrende olasılık yoktur. Olan herşey belli bir amaca göre gerçekleşir. Örneğin, bozuk para attığımızda yazı veya turadan hangi yüzün geleceği, atış biçimine, havanın nem yapısına, paranın ağırlığına, rüzgara vs. pek çok etkene bağlıdır. Mesela hiçbir matematiksel metod, bir taşı 10 metreden yere doğru bıraktığımızda, taşın %100 kesinlikle tam olarak (sayısal) nereye düşeceğini bilemez. Diyelim ki, taşın hacmini, kütlesini, havanın yapısını, rüzgarı, atış biçimini vs. her türlü dış dataya sahibiz. Yine de taşın küsuratıyla "tam olarak" nereye düştüğünü önceden hesaplayamayız. Taşın, bulunduğumuz noktadan 23,4574 metre gibi küsuratlı bir rakamla nereye düştüğünü hesaplasak bile yeterli değildir çünkü aslında bu sayının ondalık sonrası sonsuza yaklaşmaktadır. Bunun sebebi, o taşa etki eden sonsuz sayıdaki evrensel faktörlerdir. Nasıl ki ayın, dünyadaki cisimlere bir çekim etkisi varsa, aynı şekilde Merkür'ün, Güneş'in, hatta varlığını bile bilmediğimiz çok uzaklardaki sayıları sonsuz olan yıldızların da attığımız taşa etkisi vardır. Aynı şekilde ışığın yaydığı fotonların cisme çarpması, çok çok küçük olsa da cisme etki etmektedir. Bu sonsuz ışık da Güneş'ten ve milyonlarca yıl uzaklıktaki yıldızlardan gelmektedir.

Şimdi, tüm dünyadaki ve evrendeki dataya sahip bir bilgisayar, insan, varlık düşünelim. Bu varlık için artık olasılık kavramı geçerli değildir. Bütün etkenlerden haberdar olduğu için, tüm cisimlerin nasıl hareket edeceğini, hangi zaman aralığında nerede bulunacağını bilebilir. Hatta, cisimlerin üzerindeki kuvvetleri bildiği için, gelecekte cisimlerin hangi yerde ve ne durumda olacağını da bilebilir (Özetle, evrendeki bütün dataya sahipsek ve de cismin geçmişini biliyorsak, geleceğini de bilebiliriz). Kısaca, birisine evrendeki sonsuz bilgiyi verdiğimizde, kişi geleceği görebilecek bir konuma gelmektedir. Bu iddia tam olarak doğru mudur? Aslında hayır. Tüm cisimler rahatlıkta sonsuz bilgi ile analiz edilebilse bile, insanlar için aynı durum geçerli değildir. Evet, insanların da davranışlarının büyük bir çoğunluğu (tinerci saldırısına uğrayan birisi otostop çekeni arabasına almayabilir, veya çocukluğunda şiddete maruz kalmış bir erkek, karısını dövme eğiliminde olabilir vs.) varlığın eline verdiğimiz sonsuz bilgi (kişinin hayatında başına gelen herşey) ile analiz edilebilir. Ancak insanda var olan ve tamamen rassallık gibi gözüken küçük bir pay, bütün dizaynı alt üst etmektedir. İnsanın, çevresindeki etkenlerden ve geçmişinden farklı olarak, yaptığı seçimlerin sistematik tasarımını, etik kavramı, yani ruhu yok etmektedir. Bu ruhsal rassallık kavramı çerçevesinde verilmiş kararlar, evrenin sonsuz verileriyle dahi açıklanamayan sonuçlara neden olur. İnsanoğlunun üstünlüğü, elde aynı veriler varken bile, etik tercihleri içeren bir konuda farklı kararlar verebilme "ihtimalidir". Bu ihtimal, ruhun varlığını zorunlu kılar. Evrendeki tek olasılık, insanın ruhundaki olasılıktır, çünkü sadece bu tercihler, hiç bir veri ile tam oranda tahmin edilemez.


*+c


RUH

Tanrı vardır çünkü her insanın ahlaki duyguları vardır. Rastlantısal bir dünyada, maymundan türemiş ve ruhu olmayan insanlar için iyi ile kötü gibi kavramlar olmamalıydı. Ama insan iyi ile kötüyü ayırt edebilen bir yapıya sahiptir. Örneğin masum bir insanın işkence çektirilerek öldürülmesi hangi zamandan ve dünyanın hangi bölgesinden olursa olsun normal insanlar tarafından kınanmaktadır. İnsan, suça ve adaletsizliğe iğrenmekte ve sorumluların cezalandırılmasını istemektedir. Ruhu olmayan bir canlı bu duygulara asla sahip olamazdı. Bu nedenle sadece evrim teorisinin gerçek olduğu ve tanrının var olmadığı bir dünyada insan sadece daha zeki bir maymundan ibaret olacak ve ruhu bulunmayacaktı. Ne var ki her kültürde, evrensel doğru, yanlış ve iyi, kötü hisleri mevcuttur. Hırsızlık ve cinayet istisnasız bütün kültürlerde yadırganır. İşte bütün insanların vicdanlarında yer alan bu evrensel adalet duygusu, etik ve ahlaki davranışlar, doğru ile yanlış ayırımı tanrıdan gelmektedir.

Ruhun olmadığı bir dünyada, aynı ortamda aynı etkiye bırakılan tek yumurta ikizlerinin aynı bireyler olması gerekirdi. Genetik yapı olarak özdeş olan ikizler, her türlü seçimi aynı şekilde yapmalı, aynı zevklere, aynı ahlaki özelliklere ve karakter yapısına sahip olmalıydı. Ancak durum böyle değildir. İkizlerden daha doğdukları anda farklı tepkiler vermeye başlamaktadır.

Ruhun varlığının bir diğer ispatı ise, klonlamadır. Yapılan çalışmalar klonlanan canlı ile orijinal canlının farklı karakteristik davranışlara sahip olduğunu göstermektedir. Her iki canlının da genetik yapıları birbiriyle aynı olmasına rağmen, önlerine konulan labirent testinde farklı seçimler yaparak yol almaları ve aynadaki görüntülerine farklı tepkiler vermeleri onların aslında tamamen farklı birer düşünme sistemi taşıdığını göstermektedir. Bilime göre özdeş olan beyinlerinin bu farklılığı yaratması ise ruhlarından kaynaklanmaktadır. İki canlının biyolojik bütün özellikleri aynı olsa da, sonuçta ruhları farklıdır, bu nedenle de farklı seçimlerde bulunmaktadırlar. Ruhun varlığına inanmazsak, klonlanmış bir insanın kendisiyle klonunun aynı kişi olduğunu kabul etmemiz gerekir. Şimdi farz edelim, ölen bir kişinin DNA’larından onu klonlasak, ortaya çıkan klon o insan mı yoksa farklı bir birey mi olacaktı? Eğer ruh yoksa, ölen kişi ile ruhun aynı olması gerekir, çünkü biyolojik olarak özdeştirler. O halde, yeni doğan klon, ölen insan ile aynı seçimleri yapacak, aynı şeylerden hoşlanacak ve aynı karaktere sahip olacaktı. Ancak durum böyle değildir, klon, diğer ölen insan ile aynı kişi olmadığı için yaşayış biçimi farklılık gösterecektir. Bilimsel olarak aynı kişi kabul edilen bu iki farklı insanın davranışlarını ayıran tek şey elbette ruhtur.

Not: Dinler ve tanrılarının isimleri farklı olsa da, tanrı bir tanedir. Allah, Rab, Eloah, Yahweh, God, Tengri, Tanrı, Kukulkan, Zeus, İzanami hepsi aynıdır. Bu yüzden yazı boyunca Allah yerine, bütün insanlığa hitaben tanrı demeyi doğru buldum.  



Yazıdan Sonra Biraz da Müzik...


89 yorum:

  1. La ilahe illallah .Allah birdir yeri gökyüzünü her yeri kaplayan onun nuru ve adaleti ve hoşgörüsüdür.

    YanıtlaSil
  2. Düşünüyorum öyleyse varım, Allah vardır çünkü onu düşünüyorum

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Noel Babanın saçmalıktan ibaret olduğunu söyleyen "Müslümanlık", senin düşüncenden yola çıkılırsa "noel babayı düşünüyoruz, öyleyse o var" cümlesini de çıkarabiliriz bu yazından. Kesinlikle çok saçma söyledin.

      Sil
    2. descartes o sözü tanrı var olduğu için ben onu düşünüyorum, ben düşünüyorum o halde o var şeklinde değildir. çünkü tanrının varlığını zihninde ya da ruhundaki bir takım kavramlarla açıklamıştır.

      Sil
  3. bu yazının linkini blogumda yayınlamak istiyorum umarım bir sakıncası yoktur,ancak bu kadar hoşgörülü ve mantıklı açıklanabilirdi...

    YanıtlaSil
  4. kur'anda:
    " Onlar bir yaratan olmaksızın mı yaratılmışlardır? Yoksa kendileri mi yaratmışlardır? Gökleri, yeri yaratan onlar mıdır? " ( Tur,35-36)
    " Gökleri ve yeri yaratan Allah hakkında şüphe mi vardır? " ( İbrahim: 10 )

    YanıtlaSil
  5. allah razı olsun teşekkürler

    YanıtlaSil
  6. Deist bir yaklaşım göstermiş olsanız da Kuranın ve diğer dinlerin Tanrıları ki de kıskançtır. Başka tanrılara tapınmayı kabul etmez.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. tanrılar diye birşey yok tanrı tek!

      Sil
  7. tanrı vardır çünkü insan vardır

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. sebep sonuç ilişkisi muhteşem acayip bir tesbit olmuş. daha önce kimsenin aklına gelmemiştir :)

      Sil
    2. oha adam bilimin "allahını" yapmış

      Sil
    3. bilimin allahı olmaz allahın bilimi olur :D

      Sil
  8. çok güzel bir yazı sağol kardeşim

    YanıtlaSil
  9. Yazı baştan sona hayaller üzerine duruyor. Elle tutulur maddesel bir ispat olmadığı sürece tanrı yoktur!

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Allah ın maddesel ispatımı olur ateizm saçmalatmasın insanları

      Sil
    2. Matematikte de elle tutulur hiç bir şey yoktur.Fakat her şey mantıklıdır.Bu da o hesap.Sizin ki yazı da da söylediği gibi kanıtsız ön yargılardır sadece.En azından hayal et Allah var diye düşün ve inançsızlığın yüzünden ölünce yanacaksın?Hiç mi korkmuyorsun? al çakmağı tut eline ve biraz düşün.

      Sil
    3. Hava elle tutulmaz lakin; Yuzune carpinca hissedersin ates ayni sekilde..

      "

      Sil
    4. elle tutulmazdan kastımız 5 duyu organının hıc bırıyle hıssedememen.ruzgar= ten yoluyla hıssedılır.ates=burun,ten ve goz yoluyla hıssedılır.ama allah ne gorulur, ne duyulur,ne hıssedılır,ne de koklanır.ayrıyeten allah 'peygamber'denılen ınsanların ustunluk kurmak ıcın yarattıkları olmayan bır yokluktur.kendılerını tanrı olduklarına ınandıramadıkları ıcın kendılerını baska bır varlıgın dunyadakı elcısı olarak gosterdıkllerı bır duzmeceden ıbarettır.ayrıca sıze gore ateıstlerın dusuncerı nasıl yanlıssa,sızın dusuncelerınızde ateıstlere gore yanlıstır.ben allaha ınanmadıgım ıcın sen olmedıgıne gore.ateıst olmam senı ılgılendırmez.ılgılendıremez bu yuzden herkes onune baksın. sadece ve sadece KENDI HAYATINI YA SA SIN...

      Sil
    5. Özellikle ateistlerin, 'peki Allah'ı kim yarattı' sorusuna fizik ve matematik bilimi ışığında, aşağıdaki açıklamamın yararlı olacağını düşünüyorum.

      Lavoisier’in kütlenin ve enerjinin korunumu olan, ‘Hiçbir şey yoktan varolmaz, vardanda yok olmaz’ yasasından yararlanarak yüce yaratıcıyı (Allah) bulabiliriz. Yasanın ‘Hiçbir şey yoktan var olmaz’ prensibini şu şekilde söyleyebiliriz. ‘Hiçbirşey olmayandan var olmaz’ ya da ‘Yani herşey var olandan olur’. Öyleyse, 'var olan evren var olan bir yaratıcıdan olmuştur'. Evrene (E) ve Yaratıcıya da (Y) dersek,

      E küçüktür Y dir.(Burada Y'nin büyüklüğü, ilim ve kudret bakımındandır.) . Fakat yasa gereği Y ‘de, varolan bir Y1 tarafından olacaktır. Y1 ise, Y2 tarafından, Y2 ise, Y3 tarafından,................Yn ise, Y(sonsuz) tarafından olacaktır. Burada her bir Y tektir. Y lerin yanındaki 1,2,3,....n....(sonsuz) ise, herbirinin ilim ve kudret gücüdür. Y(sonsuz) demek, tek ve ilmi ve kudreti sonsuz olan Yüce yaratıcı Allah’tır. Bu öyle büyük bir ilim ve kudrettirki, Yüce Allah kendi zatını dahi kendi varedebilme becerisine sahiptir. Nitekim Kur’anı Kerim’de, ‘O’nun varlığı kendindendir’ ayetiyle de bu sabittir. İlmi ve kudreti sonsuz olan Yüce Yaratıcı, artık arada varsaydığımız, Y, Y1, Y2,Y3.......Yn lere gerek duymadan, yasalarıyla birlikte Evreni yaratmıştır . Zaten Y, Y1, Y2, Y3........Yn var olduklarını düşünsek bile, Y(sonsuzun) yanında onlarda birer yaratık olmuş olurlar. Melekler ,cinler gibi.
      Saygılar
      Salih Kırcalar

      Sil
  10. olmamış bir daha denemek lazım

    YanıtlaSil
  11. Doğrusu okumaya başlamadan önce klasik mantıksız islami bir yazı sanıyordum fakat çok güzel deist bir dille yazmışsınız tebrik ederim.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. islami yazıların hiçbiri mantıksız olmaz!

      Sil
    2. cümlenin sonundaki ünlem de islami yazıların hiçbirisinin neden mantıksız olamayacağının ispatı :)

      Sil
  12. tanrı yoktur ALLAH CC VARDIR

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. farkı ne yobaz?

      Sil
    2. tanrı putdur Allah yaratıcı .farkı bu hokkabaz

      Sil
    3. sen allahtan başka tanrının varlığına inanıyorsun yani,?

      Sil
    4. ikiside aynı şey saçmalama ! dinlerde adları farklı sadece.sen allah dersin olur biter yobazlık yapma.

      Sil
    5. Allah Arapça bir kelimedir Tanrı Türkçe bir kelimedir yani arada bir anlam farkı yoktur.

      Sil
  13. Yazıyı çok beğendim kardeşim, Allah'ı insanın kendisiyle açıklamak muhteşem olmuş.

    YanıtlaSil
  14. Objektif olarak okumaya çalıştım,
    Çok fazla yerde bilimdışı, mantık ve felsefi olarak hatalı kısımlar var.
    En fazla '' tanrının yokluğunu kanıtlayamayan ateistler önyargılıdır '' yazan yere kadar okuyabildim, gerçekten komik.

    Eleştirel yazı yazıp hatalarını teker teker yazacaktım, fakat bu kadar ciddiye alınacak bir makale değil, basit ifadeler, 1000 yıl önce kullanılmış bilimdışı saçma argümanlar vb.

    İyi Günler

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Fazla bilimsel terim içermiyor olmasi onu makale zemininden uzaklaştirmaz
      Zaten konu ispata gerek olmayacak açıklıkta bir konudur ateizm tamamen inat ve kibir üzerine kurulmuş bir inanıştır daha dogrusu inanmayistir.Onun var olduğu nu bilim açıklayabilir fakat tam manasıyla bu sırra ermek için kalbinle bakman lazım onun için de inattan kurtulabilmen gerek o zor iste

      Sil
    2. bilimin olmadığı yerde ispat diye bişi olmaz. önce allahı ispatlayın sonra ateizme laf atın.

      Sil
    3. felsefede bir bilim değilmi o zaman bu yazıda Allah'ı açıkılıyor dostum

      Sil
    4. bilim olmadığı yerde ispat olmaz mı? bana bilimsel cümlelerle matematiği açıkla o zaman?

      Sil
  15. tanrı yoksa ruhta yoktur. ruh yoksa insan yalnız basit bir hayvandır.

    YanıtlaSil
  16. Allah yoktur diyen ateistler ispatlasınlar Allah'ın olmadığını!

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. yok diyen mi ispatlar var diyen mi siz ispatlasanıza

      Sil
  17. Öncelikle ateist değilim ama "Allah yoksun diyen ateistler Allah'ın olmadığını ispatlasınlar" önermesi dünyanın saçma bir argümanıdır. Tanrı denilen varlık çoğu insan tarafından manevi, görülemeyen, duyulamayan bir varlık olarak nitelendirildiği için yokluğu ispatlanabilir bir düzlemde değildir. Ayrıca bilim her zaman yokluğun delilini istemez varlığın delilini ister. Allah'ın yokluğu hakkında delil istemek masum bir insanın karşısında sen katilsin olmadığını ispatla demeye benzer.

    YanıtlaSil
  18. lise yıllarında bilinçsiz ve sırf toplum ,din, ahlak kuralına muhalefet olabılmek ıcın ateist oldgumu cekınmeden söylerdim günümüz gençligi gibi. Yıllar gecti ve fizik ile yolum kesişti üniversite 2. sınıftayken bilimin bana ögrettigi tek şey ' BEN ŞEHADET EDERİM Kİ ALLAHTAN BAŞKA İLAH YOKTUR VE YİNE ŞEHADET EDERİM Kİ HZ. MUHAMMED ONUN KULU VE ELİÇİSİDİR' ah ateist ve budala yıllarım acıyorum size

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. allahı geçtim de muhammedle ne alakası var bilimin??

      Sil
  19. Hamdolsun okumuş insanlarımızda Allah ın CC yolunda çaba gösteriyor çok şükür.

    YanıtlaSil
  20. Son dört parağraf ispata oağanüstü güzel yorum getirilmiş, bundan sonrada tanrıyı kabul etmeyen hiç etmez.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. sana göre olanüstü bana göre olandışı hatta saçma. etmiyorum da tanrıyı gayette memnunum

      Sil
  21. Tamamen yanlışlıklarla dolu bir makale.
    Başlayayım:

    -4.paragrafta halkların büyük bir çoğunluğunun tanrıya inandığını söylemişsiniz,ki doğrudur.Lakin burada atladığınız nokta şu:
    Dinler insanın evriminden itibaren ortaya çıkmıştır ve ilk insanlar açıklayamadığı doğa olaylarını *tanrılaştırmış*,ve daha sonra din'de insanlar gibi evrim geçirmiştir.
    İnsanların açıklayamadığı olaylar var oldukça,tanrı kavramı da olacaktır.

    Bunun dışında aynı paragrafta *dini metinleri anlayamadıkları için* diye bir cümle kullanılmış ve örnek olarak *karınca* örneği verilmiş.
    Biz yunusların birbirleriyle nasıl haberleştiğini hala anlamıyoruz.Demek ki böyle olunca *yunus yok hacı* mi dememiz lazım?
    Verdiğiniz örneğe çok gülmekle beraber,mantıksızlığı hemen açıklayayım:
    Eğer dini metinleri anlayamiyorsak,islamda neden şeyhler,hacılar,hocalar(yani kur'anı hatmetmiş insanlar) mevcut? Aynı şekilde diğer tek tanrılı dinlerde de var bu insanlar.
    Onu geçtim,islam evrensel bir din deniyor,herkesin anlayabileceği bir dille yazılmış deniyor ve siz *ateistler anlamiyo,ondan ateist* diye bir mantık yürütüyorsunuz?
    Ateistler kur'anda yazan şeyleri mantıklı bulmadıklarından dolayı ateisttirler(ayni şekilde incil,vs).Dini metinleri anlayamadıkları için değil.

    -5.paragraf ayrıca mantıksız.Big bang teorisi,adı üstünde bir teoridir ve kanıtlanmamıştır.Bunun üzerine gidilip *hacı tanrı var* denilemez.Mantıksızdır.Bilim zamanı geldiğinde bunların hepsini teker teker açıklayacaktır.

    -7.paragrafa gelirsek:
    Tevrat,incil ve kur'an birbirinden çok ayrıdır.Kur'an içki içmeyi tamamen yasaklarken,incile göre şarap içilmesinde bir mahzur yoktur.
    Benzer şekilde tevrat ve kur'an domuz etini yasaklarken,incil yasaklamaz.

    Bu kitapların benzer ahlaki sorumlulukları insanlardan beklemesi doğaldır.Nitekim asya dinlerinde de benzer kurallar mevcut.Bunun açıklaması çok basittir:
    İnsanlığın evriminden beri,krallar(liderler diyelim) dini kullanarak insanların gayet kolay yönetildiğini kavradılar.Aynı şekilde İsa,Musa ve Muhammed peygamber(!)ler gayet akıllı liderler olup,çatır çatır o kitaplari yazmışlardır.
    Günümüzde hala geri kalmış ülkelerde(bkz.türkiye) din en büyük oy toplama ve güç kazanma aracı değil mi?

    *Hiçbir şekilde çıkarı olmadan* demişsiniz.Tamamen yanlış.Aynı kutsal kitaplardan yapılacak çıkarım şudur:
    *İyilik yapıp kurallara uyarsanız cennete gidersiniz,uymazsanız cehennem*.Yani inanan insanın iyilik yapmasının bir karşılığı var,cennete gitmek.

    Bir insanın iyiyi ve kötüyü ayırt etmesi tamamen yetiştirilme tarzı ve çevresiyle alakalıdır.Bir insan doğduğundan itibaren *iyi ve kötü*nün ne olduğunu bilmez.Ailesi,çevresi ve tecrübeleri ona öğretir.Hitler zamanında bütün halk onu destekliyordu,herifin neler yaptığını anlatmama lüzum yok? O halk iyiyi-kötüyü ayırt edemiyor muydu(ki bahsettiğim alman halkı şu an yaşayan almanların annesi,babası,büyükbabası,büyükannesidir).

    Bunun dışında *iyi ve kötü* denilen kavramlar insandan insana,ülkeden ülkeye,durumdan duruma göre değişir.Senin ülken başka bir ülkeye karşı bir savaşı kazanmışsa,sana göre iyi bir olaydır,ama karşı ülkeye göre değil.Anlatabildim herhalde?

    Devam edeyim:

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Dinleri tarihsel bakışla açıkladığını zanneden popüler aynı zamanda havada duran argüman..Bir kere islamın zaten öne sürdüğü şey, insanların en başından beri allahla muhatap olduğu, her topluluğa(kavime) binlerce peygamber gönderildiğidir.Kuran eski dönemlerde 'gönderilene inanan' insanları müslüman diye isimlendirir mesela.Kuran önceki kitapların bozulmamış halini tasdik eder(doğrular).Diğerlerinin kurana benzeyen taraflarının olması çok doğal.Zaten ayrıldıkları yerler ve tahrif edilmeleri son peygamberin geliş sebebi.Şimdi çeşit çeşit dinlere,inançlara bakılıp 'islamda bunlardan birisidir' gibi çok basit bir kabul yapılıyor yanlış..Kutsal metinlerin anlaşılması mevzusunda da (ben kuranı çok okudum şöyle şöyle) diye devam eden söylemlerdeki 'alakasızlık' çoğu zaman birkaç cümlede sırıtıyor.Bu kadar ciddi bir konuda meallere şöyle bir göz gezdirmek, ingilizce bir şarkıyı google translateden çevirip zırvalamaya benziyor bence..Bir de din güç kaynağıdır derken kimi kastediyorsun?Kuranın geldiği dönemde az sayıda insan otoriteye tamamen karşı çıkıp canlarıyla bu dini savunmuşlar.Kısa zaman sonra da çağın en ileri medeniyetini kurmuşlar.
      big bange gelirsek, öyle ispatı yok falan değil yaklaşık yüz yıldır pek çok deneyle desteklenmiş bir teori.Tabi pek hoşlanılmadığı için sonsuz paralel evrenler gibi bilim kurgu filimlerini aratmayacak senaryolarla durum örtbas ediliyor.Son olarak sıkça tekrarlanan 'bilim ilerledikçe bize her şeyi açıklayacak' sözünü düşünürsek, modern bilimin temellerinin atıldığı galileodan beri gerçekten ne değişti? Her şeyi açıklamak bir tarafa bilim, -fizik kuralları niçin var? neden kaos yerine düzen hakim? neden hiçbirşey yerine birşeyler var? sorularını alanı dışında görür.Bilimle insanlar doğanın işleyişini açıklıyor, geliştikçe detaylar artıyor teknoloji değişiyor vs.Buna karşın günümüze dek pek çok büyük bilim adamı tanrıya atıflar yapmıştır orası ayrı.Ama genel mantık malesef bu.

      Sil
    2. Hemen yanıtlayayım:
      Din'in doğuşu ve evrimi tarihle gayet güzel açıklanabilir.Daha öncede yazdığım gibi,ilk insanlar doğa olaylarını açıklayamadığı için güneşe,rüzgara,ay'a vs. tapmıştır.Hatta bu ortaçağa kadar uzanmıştır(bkz. druidler,paganlar,türklerin ilk dini şamanizm,gök tanrı vs.).
      Diğer kitaplara bozulmuş demişsiniz.Kur'an'ın bozulmamış olduğunu nereden biliyoruz mesela?(Bilimsel bir kanıt getirin lütfen.Kur'anda yaziyor derseniz,sadece gülerim).Bulunan en eski Kur'an kaç yıllık?

      Benim bildiğim en eski kur'an,muhammedin ölümünden 70 yıl sonrasına ait(ki bütün sayfalar yok).70 senede ne kadar çok şey değişebilir biliyorsunuz değil mi?

      Bunun dışında,national geographic'in bu konuda bir belgeseli mevcut(inside the koran) diye.

      İslam,dünyada bulunan sürüyle din'den sadece birisidir ve aşağı yukarı bütün dinlerin emrettiği şeyler kökende aynıdır(iyilik yapın,saygılı olun vs.).Yani prensipte,budizmle,islam arasında bir fark yok.

      Din dünyanın en büyük güç kaynağıdır.Bkz.ortaçağ'da papanın gücü,halifenin cihad çağrısı yapma gücü,azteklerde(aztekler sadece örnektir) milleti kurban edebilme gücü.Irkı,cinsiyeti vs. apayrı olan insanlar sırf din uğruna aynı orduda bir düşmana karşı savaşabilir mesela.Bu güç değil midir?

      Az sayıda insanın otoriteye tamamen karşı çıkmasıyla olayın bir alakasını kuramadım.Bolşevik ihtilalide aynı şekilde yapıldı mesela.Komunizm din mi oluyor yani?

      Big Bang sadece bir teoridir.Teori zaten deneyle desteklenmiş hipoteze denir.Ortada kanıt yok.Bu argümanı da yıkıyoruz.

      Sonsuz paralel evrenler hipotezini Einstein çıkarmıştır ayrica.Bilimkurgu filmi derken düşünelim.
      Onu geçtim,evren hakkında hiçbirşey bilmiyoruz.100 sene önce ay'a gitmek bilimkurguydu,şimdi ne oldu?
      Bir şeye bilimkurgu demeden önce dikkatlice düşünmek gerek.

      Modern bilimin temelini Galileo değil,eski yunanlar atmıştır.Daha sonra onlardan müslüman araplara,daha sonra bizansa,daha sonrada avrupaya geçmiştir.

      Neler değiştiğini hakikaten açıklamam mi bekleniyor yoksa katıla katıla gülmem mi? Bu soru ciddi bir soru mu hakkaten?

      Fizik kurallarının doğruluğu sadece bu dünya için geçerlidir.Bambaşka bir gezegende tamamen başka kurallar olabilir.Hatta başka bir galaksi bile olabilir bu.
      Ay'da yerçekimi dünya kadar değil bilindiği üzere.Acaba bambaşka bir gezegende yerçekimi olmazsa(ki olabilir bu),yerçekiminin fizik kanunu olduğunu söyleyebilecekmiyiz?

      Evrende(hatta dünyada) düzenin hakim olduğunu kim söyledi? Evrene tamamen kaos hakimdir.Galaksiler çarpışmış yahu geçmişte(inanılmaz ciddidir bu konu).Hatta ve hatta bizim içinde bulunduğumuz samanyolu galaksisi bilmemkaç milyon(veya milyar) yıl sonra,başka bir galaksiyle çarpışacak.
      Galaksi çarpışması,sizin başparmağınızı kapıya çarpmanız değildir.

      Hatta onu geçtim,evrende tamamen rastgele(yörüngesi yok) giden astreoidler keşfedildi,hemde inanılmaz sayıda.Bu sizce düzen midir?

      Hangi düzenden bahsediliyor?

      Bilim zamanı geldiğinde herşeye cevap verecektir.Belki bundan 1000 yıl sonra olur,ama cevap verecektir.Klişe bir cevap olmasına rağmen,en doğru cevap budur.

      İnanılmaz dar düşünüyorsunuz.İnananlarda şaşırdığım bir durum değil bu.

      Sil
    3. İnsanlığın dinle ilişkisinin kökenini açıklayacak bir bilgi yok bu öyle kolayca sınıflandırmaya tabi tutulacak birşey değil.Günümüzde bir dine inananların yarısı çok tanrılı dinlere mensup.Yeni oluşan dinlerde de tek tanrı kabulü yok.Geriye doğru evrimleşiyor dinler heralde.. Bu marxın fizik yasaları gibi yasalarla tarihi açıklaması ve gelecekte komünist rejime geçileceğini peşinen söylemesine benziyor.Burda da evrim teorisi alınıp dinlere basitçe uyarlanmış sadece.

      Evrende kaosun hakim olduğu kabul görecek bir görüş değil.Şu an ateist olsun olmasın evreni inceleyen hangi bilim adamına sorarsak soralım, 'düzensiz, her şeyin tepetaklak olduğu bir evrende yaşıyoruz' demez.
      Baktığımızda sağa sola savrulan asteroitler aynı zamanda güneş sistemimizdeki gezegenlerin de oluşmasını sağladı. Yani bizim şu an yaşıyor olabilmemiz için evrenin bu şartlarının en başından beri var olması gerekiyordu.Ayrıca yaşadığımız sistem boyut olarak küçük olabilir ama bununla birlikte evreni açıklayacak çok önemli bir numunedir.Bizim güneş sistemimiz apayrı yasaları olan bir yer değil yani.Şu an bilim güneşi ve çok uzaktaki diğer yıldızları da tanımlıyor hatta bunlara ömür biçiyor şimdiki bulgularla.Kaosun hakim olduğu bir ortamda bunlar yapılamazdı tabi

      Matematiksel formüllerle yapılan kuramlar daha sonra gerçekleştirilen deneylerle, evrendeki pek çok şeyden destek bulabiliyor. Yani burda önemli olan şu; başlangıçta tamamen zihinde yer alan ve matematik kullanılarak oluşturulan kuramların, daha sonra incelendiğinde evrendeki varlıksal karşılıkları bulunuyor. İşte matematiğin doğru sonuçlar verebilmesi ancak bu uyumla mümkün olur.

      Ayrıca biraz konu dışı olacak ama gördüğüm kadarıyla ateistler, teist görüşün en zayıf tarafının din olduğunu düşünüyor.Hatta tanrı inancı olan birçok insan da dine mesafeli duruyor 'öyle de olabilir böyle de olabilir' gibilerinden.. O yüzden bunu agnostik görüşe yakın buluyorum daha çok. Bu sayede daha evrensel ve akılcı bir tutum takınırım diye düşünüyorlar halbuki bu görüşün çok büyük açmazları var.Ama kuran referans alındığında taşlar yerine oturuyor, çünkü hayatın her alanıyla ilgili izahatlar ve yüklediği manalar bir bütün oluşturuyor. Benim tecrübe etmeye devam ettiğim birşey bu söylemek istedim..

      Son olarak; düşünürken daima arkasını getirmek yani bir yerde kesmemek lazım bence. 'birgün bilim herşeyi açıklayacak' veya 'gerçeği bilemeyiz' gibi sonuçlara gitmemek lazım hele umursamaz davranılamaz hiç o ayrı.Ayrıca günümüzde sahip olunan bilgiler küçümsenecek şeyler değil bir sonuca varmak için yeterli bence. Bizim ömrümüz 1 milyon yıl falan değil sonuçta çok zamanımız yok yani

      Sil
    4. Yukarıda ' liderlerin insanı yöne etmek için yazdığı söylenmiş. Bu çok saçma bir kere öyle olsa... Hz.Muhammed veya diğer peygamberler önlerinde zenginlik imkanı varken neden kendilerine eziyet etsinler. Bu arada her kitabın aynı şeyleri anlattigi yazilmis. Bu yanlis.ornegin Kuranda domuz eti haram fakat incilde değil. Bugün gelişen bilimle domuzun ne kadar zararli bir et turu olduğu gorulur.(bilime gerek bile yok gerçi) Ayrıca Kuranda ogunun sartlariyla ispatlanamayacak ama günümüzde ispatlanan olaylar mevcut. Siz buna da tesadüf diyeceksiniz ama Kuranda 365 defa gun kelimesi geçiyor. Bu da 1 yıl eder. Son olarak dinin liderler tarafından kullanildigi doğrudur fakat peygamberlere baktiginizda hepsi zor hayat yasamistir. Ve geldikleri toplumu geliştirmişlerdir.fakat daha sonra insanlar saparak aciz duruma düşmüştür. Bir dinin inanicilari salaksa bu o dinin sucu degildir. İnsanların suçudur. Simdi avrupa topluluklarına bakiniz insanlar ahlak sahibi olmadiklari için insani çöküş içindedir. Bir toplumun maddi durumu onun dininin doğruluğunu göstermez. Ayrıca turkiyeye gelince haklisiniz ama bu islamin sucu değil. Türk insaninin CAHİLLİĞİ dini kullanan bir hükümet ve onun yaverleri. Bu sorun İslam toplumunun Kurana uymamasindan kaynaklanmakta. Türk insani sadece Allah der fakat onun emir ve yasaklarına uymaz...

      Sil
  22. Ruh kısmına gelirsek:
    İnsanlar daha klonlanmadı(bence klonlandı ama biz bilmiyoruz),o bakımdan klon olan insanların ayrı olabileceğini düşünmek mantıksızlık.

    Tek yumurta ikizi örneği saçma.Daha önce dediğim gibi,çevresel faktörler çok etkilidir kişiliğin oluşmasında.

    Hangi çalışmalar klonlanmış canlıların ayrı düşüncelere sahip olduğunu göstermiş ki? Biz sadece koyunları klonladık.Maymunlar klonlanıp test yaptırılmışsa birşey diyemem.

    Ruh denilen şey aslında bir insanın büyümesi sırasında tecrübe ettiği çevresel faktörlerden başka birşey değildir.

    Bütün yazdıklarımı geçtim,daha insanın nasıl olduğunu bile bilmiyoruz ki.Evrim teorisi var önümüzde,birde *creation theory*.Lakin insanın nasıl oluştuğu konusunda daha çok teori mevcut.Bazı kesimler insanın *uzaylıların yaptığı genetik bir deney* olduğu konusunda hemfikir mesela.Hatta *ancient aliens* diye bir dizi var,dizide denilenlerin bazıları çürütülsede,bazı denilenler gayet mantıklı gelmekte.
    Eğer tarihe bakarsak,dünyada dominant olan türlerin zamanla yok olduğunu görürüz(bkz.dinozorlar).İnsanlık şu an dominant tür olduğu için zamanla yok olacaktır,yerine başka bir dominant tür gelecektir.

    Ne yazık ki çoğu argümanınız şakirtlerin argümanlarından mantık olarak çok farklı değil.

    Dediğim gibi,tanrı kavramı insanın açıklayamadığı ve korktuğu doğa olaylarını açıklama zorunluluğundan meydana çıkmış ve evrim geçirmiştir.İnsan açıklayamadığı şeyden korkar ve tapar içgüdüsel olarak.

    Basitçe tanrıyı insan yaratmıştır.

    Dersinize daha çok çalışmanızı öneririm.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. anladığım

      1- uzaylılardan gelmiş olabiliriz
      2- dinazorlar yokoldu bizde yokolucaz
      3- ben yabancı dizi seyrediyorum, Allah yerine dizi senaristlerine tapmayı tercih ediyorum
      4- moda olsun diye ateistim ama saçmaladım

      Sil
    2. Demek ki hiçbir şey anlamamışsınız yazdığımdan.
      Ben ortamdaki değişik teorileri söyledim,onlara inandığımı değil.

      Gözlük kullanmanızı öneririm.

      Size göre saçmalamışımdır,lakin sizin ne düşündüğünüz beni zerre ilgilendirmez.

      Sil
  23. Ateistler genellikle Tanrı'nın insanlar tarafından yaratıldığını yukardaki yorumda da belirtildiği gibi korku veya açıklanamayan doğa olayları neticesinde ortaya atılan bir düşünce olduğunu savunur.Benim içinse ispatı gayet kolaydır.Tüm doğa olayları,insanın yaradılışı hepsi ileride bilim tarafından açıklandı hepsi mantıklı bir dayanağa oturtuldu diyelim.Tüm soruların cevabını alabiliriz ama geriye tek bir soru kalıyor neden?Tüm bu doğa olayları gerçekleşiyor ama neden?İnsanlık yaratıldı ama neden? Ölüm sonsuz bir boşluk anlamına geliyorsa neden yaşayıp ölüyoruz bunun sonunda illa ki bir şey olmalı.Bir de her fiziki olaya ve duruma açıklama getirildiğini varsayalım bu tüm fiziki olayların başında da yani evrenin oluşması için gerekli olan rol oynayan maddeye de x diyelim peki bu x nereden geliyor veya neden bu x var bu x'ikim yarattı diyelim onu yaratan bir y maddesi onu'da yaratan bir z maddesi var fakat tüm bu maddelerin sonunda hepsini yaratan bizim bildiğimiz düzlemsel gerçeklikten uzak bir varlık lazım yaratılmamış zaman ve mekan kavramlarının dışında işte benim için bu yüzden Tanrı var tabi ki benim tezlerim çok kolay bir şekilde çürütülebilir inanmak istemeyn bir kişi için aynı şekilde inanmak isteyen de hemen kabullenebilir sonuçta kişisel fikir görüştür.Saygı duyulmalıdır.Ama problem Tanrı var veya yok olmamalı problem ''neden'' olmalı.Tanrı neden olmalı veya neden olmamalı sorularına kendi mantık çerçevenizde bir cevap bulabiliyorsanız bu cevabın aksine kimse sizi kolay kolay çekemez.
    Bir de İslamın insanları cehennem ile korkuttuğunu söylemişsiniz bana göre tamamen sizin görüşünüz benim için kur'an da adı geçen yanmak fiziki bir olay değildir yanma kelimesi terapi arınma anlamı taşır benim için yani dünya hayatında kötü olan biri cehennem adı verilen yerde günahlarından arınır orada huzura ererek cennete gider zira kimse günahları yüzünden cehennemde sonsuza kadar durmayacak arındıktan sonra cennete gidecektir.Ayrıca cennet bir ödül mükafat yeri değil ölümden sonraki hayatta var olacağın mekandır.Dini anlatan kişilerin cehenemde yanarsınız veya iyilik yaparsanız cennete gidersiniz gibi basit kalıplarla anlattıkları islamiyet benim bakış açımdan böyle değildir islamiyet bana göre kimseyi ızdırapla acıyla korkutmaz tabi cımbızla ayetlerden kelimeler çekip karşımıza '' bak la burda şunlara işkence edin vik vik vik bik bik bik diyor ehehehe'' diye gelebilirsiniz lakin Kur'an da biz ve o kelimeleri o kadar çok kullanılır ki bu yüzden herkes kendine göre anlam çıkara bilir.Birinin kafasından cihat fikri geçer diğeri ise ne olursan ol yine gel der...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. "neden" soruna bir cevabım var . tekamül için . yani ruh evrimi . herşeyi buna mı bağlayacaksın diye bir soru gelirse , aslında evet derim kısacası :) tüm canlılar bir "ruha" sahiptir . ve bu ruhlar evrim geçirerek "o"na ulaşacaktır. "o" nedir ? yaratıcı , başlatıcı .. nedir ? aslında bilmiyorum . var olan (tüm boyutlardaki) enerjinin toplamı olabilir , tamamen farklı bir enerji olabilir . veya enerji değildir . (zaten herşey enerji) peki o herşey mi ? yoksa herşeyden ayrı birşey mi ? yoksa hiçbirşey mi ? hiçbirşey de olabilir . tanımlamaya bağlı . örneğin , uzay boşluğunda ne var ? hiçbirşey mi ? hayır , karanlık madde, karanlık enerji var . fakat bunların ne olduğu bilinmiyor , sadece varlığına inanılıyor . . ya başlatıcı ? ilerleyen enkarnasyonlarımızda umarım bu cevabı buluruz :)

      Sil
  24. Merhaba
    Tanrı'nın varlığı dünyada ispatı mümkün olmayan bir durumdur. İspatı mümkün olsaydı zaten herkes inanırdı. Tanrıyı ancak insan kendi içinde hissederek ispatlayabilir, ki buna da iman denir, sanıldığı gibi basit bir mevzu değildir. Bunu nice inandığını söyleyen ama yaşayış olarak bunu göstermeyen insanların varlığından anlıyoruz. Kuran'da "iman ettik demeyin müslüman olduk deyin" denmektedir, müslüman olmayan bir coğrafyada yetişip de sonradan müslüman olanların daha samimi olmalarını da buna bağlıyorum çünkü onlar Tanrı'nın varlığını gerçekten hissederek kabul ediyorlar, bizim gibi müslüman doğmuyorlar. Biz çoğumuz itibariyle müslüman doğduk diye buna güvenip hiç müslüman gibi yaşamıyoruz sanki elimizde bir senet var öldükten sonra cennete gideceğiz avrupa ve amerika zaten olduğu gibi cehennemlik kafirler, onların mantık kurup doğruya ulasmalarini bekliyoruz ama biz hiç kafa yorup da acaba tanrının bizden istediği şeyler nelerdir demiyoruz.
    Tanrı'ya gerçek anlamda inanmak için insanın içinde bulunan kibirden kurtulması gerektiğini düşünüyorum. Kibri olan bir insanın Tanrı'ya inanması mümkün değildir inandığını iddia etse bile aslında inancında bir eksiklik olması muhtemeldir, bu kibirden kurtulmak ancak Tanrı'nın sonsuz kendisinin ise sıfır olduğunu kendi varlığının Tanrı'nın varlığına bağlı olduğunu insanın sürekli kendine telkin etmesi gerekir ki bunu yapmanın yolları dinlerle insanlara anlatılmıştır.

    YanıtlaSil
  25. güsel yazı tesekkürler, ateistlere de lafım var Allah'ın var olmadığını elle tutulur bilimsel bir şekilde ispatlayın ben de aeist olcam hadi

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Var olmadını idda eden değil var oldunu idda eden ispatlamalı komedisiniz be

      Sil
    2. Var olmayan birşeyi neden tartışıyorsunuz ki o zaman :)))

      Sil
  26. çok uzun çok felsefi bir yazı ve yorumlar var :) düşünen insanları her gördüğümde mutlu oluyorum. uzun süre ateisttim ve bir çok dini araştırma yaptım. bir gün bira içmeyi çok seven bir arkadaşım gecenin bir yarısı kör kütük sarhoş yanıma gelmişti. ona tanrının varlığından nasıl eminsin demiştim.( müslümandı :D ) dedi ki sen ne diyorsun demişti bana baya sövüyordu tabi konuşurken. neyse. "yoksun diyorum" dedim. anlıyorum dedi dili dolaşarak. sonra dedi ki bak sen kime yoksun diyorsun ? yoksun derken bile yok edebiliyor musun ki onu. sabah aynaya bakınca içindeki "yok"un yansımasını görmüyor musun ? delili filan bırak sen içinde yok edebiliyormusun ki onu ? kısaca sarhoş bir müslüman beni tanrıya inandırmıştı. o günden sonra inancım her sarsıldığında aynaya baktım. içimdeki "yok"u gördüm. anladım ki insan cennet sofrasına oturtulmuş yaramaz çocuklar gibi her yeri kırıp döküyor. evrim bir an için var olsa bu kadar zararlı bir canlıyı asırlar önce yok ederdi. her aynaya baktığımda biliyorum ki ben o yokluğa aitim. Allah ben inandığım sürece benim için var. delil ile inanç olmayacağını biliyorum. inanç ruhanidir. ve "yok"a inanmalıdır insan

    YanıtlaSil
  27. Merhaba; teoloji ve felsefeye meraklı bir agnostik olarak yazınızı beğendim ancak bazı yanıtlar vermemiz şart.Tanrı vardır çünkü.. kısmından itibaren.

    1-İyi-kötü gibi ahlaki değerler genelgeçer kavramlardır.Bunlar insanın içinde yoktur.İnsan tıpkı diğer yazılarınızda önerdiğiniz gibi üstün değil,sıradan bir hayvandır.Ahlaki kodunu toplum kurallarından alır.İşkenceden rahatsız olmasını örnek vermişsiniz;fakat unutmayın ki şu anda kırmızı sınırlar içinde olan kölelik 200 yıl önce çok doğal birşeydi,Nazi askerleri yahudileri utanıp sıkılmadan öldürebiliyordu,paganlar insanları kurban edebiliyordu.Çünkü bilmiyorlardı,çünkü empati yetenekleri sınırlıydı.Çünkü toplumun o anki koduna uygundu.

    2-İkizlerin farklı davranışları,anlık yönlendirmelere,yaşadıkları anılara,eğitim,aileden alınan görünen davranış biçimine göre de değişecektir.Benim tanıdığım aynı yumurta ikizlerin karakterleri nerdeyse aynıydı.Ayrıca; ikizlerin genetik kodları birebir aynı değil. http://www.scientificamerican.com/article/identical-twins-genes-are-not-identical/

    3-İnsanların klonlandığı bir gelecekten mi yazıyorsunuz bilmiyorum;ama benim yaşadğım 2014 yılında henüz en azından açıklanmış bir insan klonlaması durumu yok.

    YanıtlaSil
  28. Bir beyin ameliyatında, doktorlar beynin belli noktalarını uyararak hastanın ellerini, kollarını parmaklarını oynatabiliyorlar. Benim sorum şu, örneğin dışarıdan müdahale ile o parmak oynatılabilir iken, doktorlar ne yaparsa yapsın o parmağa düğme ilikletemezler. Peki o parmağa, o düğmeyi ilikleten nedir veya kimdir ? Sevgiler

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Saçma doktorlar ilikletemez çünkü sinir teknolojisi daha gelişmedi bir gün mümkün olduğunda allahın yokluğu ispatlanacak yani

      Sil
    2. Allahın varlığı ispatlanır. Yokluğu değil.. Yokluğu ispatlamaya ihtiyaç yoktur.

      Sil
  29. Senelerdir ateistlerle Allah'in varligi hakkinda konustugum/tartistigim icin hepsinin degilde, bir cok kisminin nasil görüste/düsüncede oldugunu tanima sansim oldu diyebilirim. Ateistlere birseyleri anlatmak icin (Allah'in varligi hakkinda ) psikolojiden anlamanizda cok fayda olacaktir. Suana kadar edindigim en iyi delillerden bir kacini yazmak istiyorum.. ki; bunlar bana göre cok iddiali delillerdir.. aksini iddia eden fazla kiside olmamistir...

    1) Evren'in tesadüfen olustugunu iddia edenlere sunlari göstermekte yarar buluyorum. - Evren'in tesadüf olusma ihtimali olan bu sayi yani, 10^10^123/1 ihtimal) Bir kimse bunu dogal sayilar seklinde bile yazmayi basaramaz cünkü 1 rakaminin yanina 10123 tane sifir koymasi gerekecektir!

    2) Kozmolojik Argüman :Evren bütün parcalariyla sonradan olmadir! Her sonradan olanin, bir var eden ihtiyaci vardir. O halde, bu evrenin bir var edeni vardir. O da varligi zorunlu olan Tanri'dir.

    3)Suur (Self) Argüman: Atom düsünemez, Atom ne mantikli, nede rasyonel düsünebilme fonksiyonuna sahiptir.
    Ben Beynim+Vücüdumdan fazla birseyim ve gayri Maddi (Madde olmayan) bir cevhere sahibim . Demekki Materyalizm yanlistir!

    4)Kelam Argümani: Varligin baslangici olan her seyin bir nedeni vardir. Evren'in bir baslangici vardir..dolayisiyla evrenin bir nedeni vardir!

    5)Dogada belirli kanunlar ve düzen vardir. Evren'in farkli farkli yerlerindeki tümü yasalar ortak bir aciklamayi zaruri kilar- Buda Gaye ve Intizam delilini gösterir-

    6)Big Bang (Büyük Patlama) üzerine bir kac hassas ayarlar.

    Evren'i meydana getiren patlama biraz daha siddetli olsaydi, evrendeki tüm madde dagilirdi; eger patlama biraz daha yavas olsaydi, bütün madde hemen kapanacakti. Her iki durumda da ne galaksiler, ne yildizlar, ne dünyamiz, ne de canlilar olusurdu! Patlamanin galaksileri, yildizlari, dünya'mizi ve canlilari olusturacak sekilde olmasinin olasiligi havaya atilan bir kursun kalemin sivri ucu üstünde durmasi kadar bile degildi!

    Güclü nükleer kuvvet cekirdekteki proton ve nötronlari bir arada tutar. Bu kuvvet biraz daha zayif olsaydi, hidrojen disinda hicbir atom, dolayisiyla canlilik olusamazdi!

    Big Bang'in patlama aninda eger daha fazla madde olsaydi evren hemen kapanacakti. Eger patlama aninda madde daha az olsaydi, patlama galaksileri olusturmadan madde'yi dagitabilirdi. Görülüyor ki; Big Bang, hem siddeti, hem madde orani, hem de bunlarin bir birine göre düzenlenmesiyle "bilincli" bir tasarimin ürünüdür!

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bilim eğitimini hangi gezegende tamamladın.. en başta kanıtlarını bi tekrar düşün bunlar tanrının yokluğunu kanıtlıyor gibi geldi.

      Sil
  30. Neden bir cok kitap ve bir cok peygamber var ???...Din Gizlice tum dunyada bir savas meydana getirmistir. Tarihte neden " Hacli Seferi" var? Neden orta dogu hep hristiyanlar tarafindan sevilmez... Neden Islamda " Cihat " var? Din barisi degil, savasi getirmis...Tanriya inanmak istiyorum ama yapamiyorum...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İnsanoğlu eline aldığı herşeyi mahvetmeye eğimlidir. İnsan yokken çevre ve doğa ne kadar güzel ve eşsiz ise, insan ve onun ağaç kesip binalar, fabrikalar dikme hırsıyla ne hale gelmiş... Dini de aynı şekilde değerlendirebiliriz.

      Öncelikle üç kutsal kitapta da din için saldırı savaşı yoktur. Din için savunma vardır. Yani birisi sana saldırıyorsa o zaman savunabilirsin ama asla başka bir yere cihat, haçlı seferi vs. gibi davranışlar dini temellere sahip değildir.

      Şimdi asıl olaya gelelim:

      Çoğu insanın sandığı gibi din sadece insana nasıl yaşaması gerektiğini emreden bir kitap değildir. Din, insana doğru veya yanlış yolda olmasını teşvik eden bir yoldur. İyi ahlaklı bir insan Kuran'ı okuduğunda barış ve sevgi görür, kötü ahlaklı bir insan ise kan, intikam ve dehşet görür, gider kendini intihar bombacısı yapıp patlatır. İşte bu nedenle Kuran'da her şey apaçık değil yorum gerektirir. Yorum ve kendi seçimin ile doğru yolu bulman gerekliliği, özgür iradenin temelidir. Kuran, kuralları düz ve basit bir şekilde açıklasaydı, özgür irade tam olarak sağlanamazdı.

      Sil
  31. Allah vardır çünkü bir odunun hayvan gübresi yiyerek elma vermeye ihtiyacı vardır kokulu güzel lezzetli vitamin dolu bir elma ve her insanında o elmaya ihtiyacı vardır. Peki odun ne bilecek senin ona ihtiyacı var? Allah yoktur çünkü insan o elmayı votkasına meze yapmak ister. Yani tamamen kolaya kaçmadır inkar. Cennet yoksa Allah yoksa yapılan ibadetler amelelik olsun okey,ya cehennem varsa yapılmayan ibadetler ne olsun? hbr

    YanıtlaSil
  32. Yazınızda ; ''..Şöyle düşünelim; bir karınca, insanın yapmak istediklerini, çözdüğü problemleri, yarattığı eserleri, en basiti konuştuğu dili anlayabilir mi? Dini metinlerdeki hikâyelerin ve evrensel ilahi emirlerin de insan aklı tarafından tam olarak anlaşılması beklenemez.'' demişsiniz...Sözde Tanrının insanları uyarmak için gönderdiği dini metinler ile ki o metinlerde ''En iyi şekilde anlayasınız diye kitabı apaçık bir dille gönderdim'' ayeti de varken, Karınca ve insan benzetmenizin ne kadar saçma olduğunu bilmem kabul eder misiniz...İnsan eğer karıncaya uymasını istediği talimatlar içeren bir metin gönderecek olsaydı şüphesiz ki o metni karıncanın anlayabileceği bir dilde gönderirdi...Tanrı da güya insana bir kitap göndermiş ve o ayette belirtildiği üzere en iyi şekilde anlaşılacak tarzda göndermiş...Okuduğu halde anlayamayanlar, ya da okunsa da anlaşılamayacağını iddia edenler insan zekasına hakaret ederler... @neteist

    YanıtlaSil
  33. Her yazılanı sıkılmadan bıkmadan okudum ve ciddi anlamda -gevezelik haricinde- yazılan, üzerinde düşünülmüş ve bariz ki birkaç kere de kafa patlatılmış yazılar için herkese çok teşekkür ederim fakat ben hakikatin ne olduğuna ulaşamadım bu benim anlayışsızlığımsa affola. Ben bu siteye hakikati arayan biri olarak geldim fakat daha önce de kıt ta olsa bir tarih bilgim var ve birkaç sorum olacak;

    1-) Tevrat'ta yahudilik övülür iken neden Kur'an da islamın düşmanı olarak gösterilmiştir?

    2-) İncil'i Tanrı yolladıysa neden Hz.İsa öldükten sonra İncil gelmiştir?

    Sorularıma yanıt alabilirsem çok müteşekkir olurum gerçekten

    Not:Ben ne Ateist ne de Teist'im sadece hakikati arayan biriyim. Sadece araştırma yapan biri...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Direk sorularınıza geçiyim,

      -İSLAMİ YORUM-

      2- İsa genç yaşında öldüğü, öldürüldüğü veya Tanrının yanına alındığı için (farklı dinlerde farklı inanış) oluşturduğu İncil de kendisiyle birlikte yayılamadan yok olmuştur. Günümüzdeki İncil'ler, İsa'dan çok çok sonra, çeşitli insanlar tarafından yazılmıştır ve bu kitapların hiçbir Tanrısallığı yoktur. İslam'a göre Tevrat bozulmuş bir Tanrı sözüdür, ancak günümüz İncil'i tamamen insan yapımıdır. Bu nedenle Tevrat'la Kuran birbiriyle çoğu noktada uyuşurken, İncil gerek format, gerekse anlatım olarak diğerlerinden ayrılır.

      1- Kuran'da Yahudilik İslam düşmanı olarak gösterilmez. Her şeyde olduğu gibi Kuran'da da iyi Yahudiler ve kötü Yahudilerden bahsedilir. İyilik yapan Yahudiler ödüllendirilecekken, Müslümanlarla savaşan Yahudiler kınanmıştır. Aynı şekilde, örneğin bir başka Müslümanı öldüren bir Müslüman da kınanır ve sonsuz cehenneme gönderileceğine değinilir.

      --Kuran yüzde yüz Arapça değildir, çoğunlukla Arapça ancak göz ardı edilemeyecek miktarda da Süryanice ve Aramice barındırır. Sadece Arapça bilen din adamları ve özellikle Emeviler döneminde gerçekleştirilen "kasıtlı" yanlış noktalama eklemeleri nedeniyle çeşitli ayetler gerçek anlamıyla açıklanamayabiliyor. Bu nedenle Kuran okurken, aynı ayetin onlarca farklı mealine, hatta İngilizce çevirisine de bakmanız yararlı olabilir.--

      Kuran, Tevrat'ın bir Tanrı sözü olduğunu kabul etmektedir. Ancak insanlar çeşitli zamanlarda Tevrat üzerinde değiştirmeler yapmışlardır. Bu nedenle de Kuran, "Tevrat bozulmuştur, Tevrat'a değil, Kuran'a uyun" der.

      -DEIST YORUM

      2- Bu cevap değişmiyor. Orijinal İncil İsa ile birlikte yokolmuştur. Günümüzdeki İnciller bilimsel ve tarihsel olarak İsa'dan çok daha sonra, bizzat insanlar tarafından hazırlanmıştır.

      1- Tevrat ile Kuran %90'lık oranda birbirine tıpatıp benzese de, %10'luk bölüm iki dini karşı karşıya getirmektedir. İslam'da Tanrı mutlak yücedir, Tevrat'ta Tanrıyla pazarlık yapılabilir. İslam, günlük zevklere ve mal varlığına önem vermemeyi tembihler, Musevilik ise Tanrı için yer yüzünde güçlenmeyi, mal ve mevki ile hükmetmeyi emreder. Bu iki din, Tanrının insanlığa sunduğu testin bir parçasıdır. İki din de aynı bölgede aynı ırka (Sami ırkı) gelmiştir. Tez - Antitez ilişkisiyle iki din İlahi taktirle karşı karşıya getirilmiş olabilir.

      Sil
  34. Ahlaki normlar hakkında bir şey belirtmek istiyorum. Zeki bir varlık olan 'insan', yine bu zekasını kullanarak temel ahlak kuralları, etik, hukuk, kamu düzeni gibi kavramları (uzun vadede deneyimleyerek) oluşturmuş olabilir. Misal verecek olursak, yazınızda masum bir insanın öldürmesini kimse kabul edemez demişsiniz ve bunu Ruh kavramına bağlamışsınız. Oysaki 'zeka sahibi insan' başka bir masum kişinin öldürülmesini pragmatik olarakta kabul etmemiş olabilir. Yani bir masum kişinin öldürülebilmesi, (bu olayın gerçekleştirilebilmesi, vuku bulabilmesi) dolaylı olarak bu olayı gözlemleyen kişiye de zarar verebilir. Olayı gözlemleyen kişi ''Bugün onun başına gelen, yarın benim de başıma gelebilir.'' diye düşünebilir ve bu şekilde ahlak normları (uzun vadede gözlem sonucu) oluşmuş olabilir. Misal hırsızlık yapmak. Birilerinin bir başkasının malını çalıyor olabilmesi, başka bir zaman benim malımı da çalabileceği anlamına gelir. Bu yüzden ben zekamı kullanarak hırsızlığı yasaklayarak ve hırsızlığın kötü bir kavram olduğu propagandasını yaparak bunu ahlaki bir ilke haline getirebilirim. Bunu yapabilmek için Tanrı'nın varlığına ihtiyaç duymayabilirim. Ben bunun zeka ile alakalı olduğunu Ruh ile alakalı olmadığını düşünüyorum. Açıklamanızın belirsizlikler ve peşin kabullenmelerle dolu olduğunu düşünüyorum. Örneğin, Kuran'dan ayetler göstermişsiniz. Zaten bir ateist Kuran'a inanmıyor. Ki siz bunu en başta kendiniz de belitmişsiniz ama yine Kuran'dan ayet göstermişsiniz. Veya Tevrat, İncil ve Kuran'ın bazı ahlaki değerlerde ortak ifadeler içerdiğini belirtmişsiniz. Benim teorime göre 'zeki insan' dünyanın neresinde yaşarsa yaşasın, temel ahlaki ilkeleri (hırsızlık, insan öldürme, tecavüz vb.) belirleyebilir. Ve diyelim ki bunları yazıya geçirdi, yüzyıllar sonra biz bunları bulup okuduk. Bu durum Tanrı'nın olduğu anlamına mı gelir? Seçimler konusuna gelince, bir insanın yaptığı seçimler bence Ruh ile alakalı değil. Yaşadığı çevre, zeka seviyesi, yetişme koşulları, başından geçen olumsuz olaylar gibi faktörler bence seçimleri etkiler, Ruh değil. Mesela çocukluğunu savaş ortamında geçiren, ülkesinden çıkmak zorunda kalan, mülteci durumuna düşen insanlar; yetişkinlik dönemlerinde ezik, korkak, aşağılık kompleksine kapılmış olabilir. Ailesinde sürekli şiddete maruz kalan çocuklar yetişkinliklerinde; kavgacı, agresif, pesimist insanlar olabilirler. Kısacası, tezlerinizin Tanrı'nın varlığını ispatladığını düşünmüyorum.

    YanıtlaSil
  35. Elimizde koca bir yapbozun olduğu ve yapbozun sadece bir kaç parçasının olduğu bir durumda, tanrı vardır ya da yoktur demek bence mantıksızlıktır. Herhangi bir dine inanmasam da dünya'nın ve evrenin muhteşem sistemi beni büyülediği için bir yaratıcı olabilir diye düşünüyorum. Ama sadece düşünüyorum ve herşeyin olabileceğine inanıyorum. Sadece bu muhteşem dünya'nın muhteşem doğasını, bizi, evrendeki muhteşem işleyişi yaratmış bir yaratıcının. Yarattığı insanlara birşey anlatmak için onlara kitap yollayacağına inanmıyorum. Buna inanmanın bu muhteşemliği yaratana çok büyük bir hakaret olduğunu düşünüyorum. O bize her şeyi doğada ve evrende açık ve not olarak göstermiş sadece büyük bir kesim korkularını yenemediği için bunları görmezden geliyor. Bu kadar inanılmaz ve sonsuz güce sahip yaratan bize bir şey anlatmak veya değiştirmek isterse onu direk yapar. Bize tek tek yazılar yazdırarak bunu kitapla anlatmaz. Eğer bu yüce yaratan bize kitapla bize anlatması normaldir, nedenide şudur diyebilecek varsa memnuniyetle dinlerim.

    YanıtlaSil
  36. Yüce Allahım Koşulsuz şartsız inananlardan eyle bizleri aklımıza şüphe getirme bu şüphe insanı çileden çıkarır Şüphesiz sana inanıyorum sana sığınıyorum.

    YanıtlaSil
  37. Makale yazdım demişsin ama daha zariyat 51 de ne yazdığından haberin yok sonrada "bir ateist önyargılıdır" önyargısıyla olmayan şeyi ateistlerin kanıtlamasını istemişsin bir tanrı olduğunu iddia eden kişi iddiasını ispatlamak zorundadır sen kendi kabullenmelerini ispat olarak göstererek hiç kimseye bir şey kanıtlayamazsın sadece komik duruma düşersin ki düşmüşsün

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Normalde sığ yorumlara cevap yazmıyorum, bu istisna olsun. Üslubuna uygun bir şekilde ikinci tekil şahıs kullanacağım.

      Her iddia ispatlanmak zorundadır. En azından bilim için bu böyledir. Yer çekimi var diyorsan da ispat beklenir, yok diyorsan da. Akademik olarak bu böyledir, ha senin dünyana göre bu böyle olmayabilir, ama o da evrensel kabulleri değiştirmez.

      Ben bir ateistten ispat beklerim, hiç şüphesiz bir ateist de benden ispat bekler. Ben de burada kendi görüşlerimle, evrensel teorileri baz alarak bir ispat sundum. Yazıyı çürütmeye çalışmak veya kendi ispatlarını sunmak yerine, böyle boş bir yorum yazdığına göre, demek ki yazı başarılı olmuş, söyleyebileceğin pek bir şey yokmuş.

      Sil
  38. İnsanların farklı olduğunu yazmışsınız. Zeka seviyeleri aynı olmayan insanların aynı inanca sahip olması da beklenemez. Çok zeki biri tanrının varlığını hemen kavrayabilir ya da yokluğunu ispatlayabilir ama zeka seviyesi düşük birisi bunu kendi aklıyla kavrayamaz ve başka insanların söylediklerine inanmaya çalışır bu da ne kadar inançlı yapar onu tartışılır. Yani eğer bu bir sınavsa en azından bir şeylerin eşit olması gerekmez miydi?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Öncelikle hayatın bir sınav olduğu dinlerin konusudur. Tanrının insanları sınava tuttuğu iddiasının, Tanrının varlığıyla alakası bulunmuyor. Ancak, diyelim ki Tanrı'nın amacı insanları sınava tutmak:

      Zeki olan birey şanslı gözükse de, aptala göre daha zor bir hayat yaşabilir. Pek çok şey hakkında düşünür, kendini yorar. Zeki birisinin sınavı kendi aydınlanmasıyla tanrıya ulaşmak olabilir. Bu yolda başkalarından yardım almaz, almak istemez. Eğer kendi aklıyla doğruyu bulursa, sınavı kazanmıştır. Onun sınavı "kendi yolunu buldu?" mudur.

      Diğer yandan aptal insan, araştırmaz, okumaz. O sadece ona sunulanı alır. Onun sınavı da o kapsamdadır. Yani çevresindeki basit bir din adamının etkisiyle tanrıya inanmayı seçip, basit bir hayat sürdürüp ölen kişi de başarılı olabilir. Onun sınavı, "ona söylenen iyiyi aldı, kötüyü reddetti mi?" dir.

      Eğer bu bir sınavsa, herşeyin eşit olması adaletsiz olur, çünkü insanlar eşit değildir. Güzel, zeki, zengin, yetenekli olarak dünyaya gelmiş birisinin; aptal, fakir, çirkin birisine göre daha zor bir sınavı olması doğaldır. İlkokul öğrencisi aritmetik değerlendirilirken, üniversite öğrencisi calculus ile değerlendirilir. Sınav, bireysel gözle bakıldığında, ikisi için de aynı ağırlıktadır.



      Sil
  39. - tanrıyı değil ancak zeki tasarımı
    - kendini bilen varlık zekayı
    - bilincin varlığı ve bilinçli, kendinin bilişinde/bilincinde oluşunu
    -uzakdoğuluların brahmanı (tümvarolanın tümvarolan her şey olması ve kendi içinde (bilinçlice) devinmesi-devinimi (rastgelelikle değil)
    gibi kavramları da ortaya koyabiliriz

    yani varolanın zaten kendi içinde zeka (üretkenlik yaratıcılık ve enerji) ve de doğal olarak tanrı içermesi ama bu tanrının bir yaratıcı olmaması ve bir tanrı olmaması durumu

    ateist ya da materyalist değiliz
    kitap göndermeyen tanrılara inanıyoruz
    kitap gödneren ve insanların bireysel kaderi ile ilgilenen tanrılara inanmayan ama evrende bir düzen sistem gören ve arayan Einstein gibi ya da yakın düşünüyoruz yani

    evrende bir düzen görmek ve var demek yaratıcı kişilikli bir tanrı var demek bulgulamak değildir -bilinç kendi içinde zekidir vardır tüm varolan bilinçtir herşeydir -Herşey tanrıdır ya da değildir

    siz sadece rastegelilik olmadığını öne sürüyorsunuz bakın ve kendinizce
    bu sizi bir tanrı sonucuna yürütmez- sistemin zeki oluşu, kararlı olulu ve bilir oluşu gibi sonuçlar öne sürüyorsunuz ileri gidin .Bu tanrı demek değildir

    Çünkü bu şey şey tanrıyı açıklamaz, tanrı kendini varetmez
    tanrının öylece varlığı da bir sorun ve başka şeylerde bunlardan kurtulun ve çözün açık
    iyi de bir tanrıyı gözümüze sokmalı değilsiniz başka sebepler

    hala ileri

    kendinden varolan şey varolmayan şeyden varolmaz
    hep varlık buna gereksinim duymaz -başlamaya
    hep vardır ve başlama yok bunları çözün eğlenceli

    bakmıyorsunuz-nokta

    YanıtlaSil
  40. zaman ve başlama gibi kavramları çıkardığınızda geriye ne kalıyor

    YanıtlaSil
  41. Tanri icin iyi veya kötü diye bir kavram olmamasi yüksektir.Masum bir insanin ölmesi buna bir örnektir.Ruh kavrami son derece karmasiktir.Iki fare düsünün biri klonlanmis farkli hareket etmeleri ruh ile aciklamak dogrumudur ? birinin gece dogmasi marsin etkisinde kalmasi , cok uzaktaki bir yildizin o an ulastigi dalgalar vs. bir sürü etken onu etkilemistir dolayisiyla ruh kavrami bir muammadir. Bir Mikroskop alin ve bakin ne kadar yaklastirisaniz yaklastirin asla sonuca varamazsiniz , kafanizi kaldirip yukariya bakin sonsuz bir evren :) sonsuz bir döngünün icinde oldugunuzu anladiginiz vakip , neden emin olabilirsiniz ki

    YanıtlaSil
  42. Ahlakin ve sosyal sorumlulugumuzun olmasini ruha baglamissin ama ben bunlarin da bir nedeni oldugunu biliyorum. Bir sebebi var.

    Aciklayayim oncelikler bu konu evrimsel surecle alakali.
    Google yazin, ahlakin evrimi ve ya sosyal davranislarimizin, suçluyu cezalandirma istegimizin evrimsel nedeni fln yazin okuyun.

    Bosluklarin tanrisina oynuyor bu blog.
    Eger ahlaki acıklayamiyorsak ruh vardir!?

    O ahlak tavugun regl ini omlet yaparken,
    Baska turlerin yavrulari icin urettigi sütu sen marketlerde satarken, gercek deri mont giyerken neden ortaya cikmiyor?

    Ahlak in da aciklamasi var merak etmeyin. Hemen atlamayin.

    YanıtlaSil
  43. Zaten müslümanları kötü gösteren ve bağnaz olarak yorumlatan hacı hoca takımı yüzünden İslam karaktersiz, merhametsiz, savaş yanlısı ve barbar olarak tanımlanıyor. Ben ateistlere de suç bulmuyorum açıkçası. Asıl soru şu ki biz ateistlere Allahın varlığını kanıtlamaya çalışırken onun emirlerine ne derece uyuyoruz ki? Sonra da kalkmış adamlara din dersi veriyoruz. E o zaman o adam da sana sormaz mı ne ayaksın kardeşim diye. Asıl birbiriyle çelişen kitaplar veya dinler değil, bu dersi vermeye çalışan müslümanımsı insanlar. Okuyun arkadaşlar Allah zaten ona körü körüne bağlanan veya cahil bir şekilde ona iman eden bir birey istemiyor. O akıl ve mantık sahibi, bilgili bireyler istiyor. Herkesin herkese saygı duyması gerektiği bir çağda yaşayamasak da, imkanlarımız buna el vermese de birbirimize olan saygımızı kaybetmemek de en önemlisi bana göre. Nihayetinde hepimiz bu vatanın evlatlarıyız. Kim neye inanırsa inansın birlik ve beraberliğimizi bozmak saçmalıktan başka birşey değildir. Zaten ülkemizin en acı sorunu da budur bana göre.

    YanıtlaSil
  44. YAZI GÜZEL AMA FELSEFİK YAKLAŞIMDAN ÖTEYE GİTMEZ SİZİNDE DEDİĞİNİZ GİBİ NASIL Bİ ATAİST ALLAH YOK DEDİĞİNDE ÖN YARGIYLA YAKLAŞIYORSA VAR DEDİĞİNİZDEDE ÖN YARIDAN ÖTE GİTMEZ. AYRICA KİTAPLARDA TARTIŞMAYA AÇIK BİRÇOK AYET VAR ( ŞURA33, TARIK7, RAD13, HACC65, NİSA3-34-128, BAKARA228, NUR31, AHZAP50-51) BUNLAR SADECE BAZILARI

    AYRICA AMİN VE RAB KELİMELERİNİ Bİ ARAŞTIRIN İLK TEK TANRIYI ORTAYA KİM ATTI (BU KONUYU MISIR KAYNAKLARINDA AMON RA DİYE ARATIRSANIZ BULABİLİRSİNİZ.)




    YanıtlaSil
  45. biz biriz. yaratıcı yada yaratıcılar da birdir. tanrı, allah yada başka bir isim takmak gerekmez. bir var oluş var. evren ve bizler. yaratıcı ya inanmanızın gerektirdiği şeyler nelerdir. öncelikle cevaplanması gereken soru budur. Tanrı insanlar tarafından şekillendirilmiştir. bir cennet vaadi veren iyi kötü diye her yerden sürekli takipte olan bir yüce güç müdür. Ceza yada ödül beklentisi tanrıyı şekillendirir. Aslında sizde de bende de ve her canlıda olan tanrıdan bir parçadır. Biz biriz.
    Önemli olan bir cennet vaadi olmadan iyi olabilmek. cehennemden korkmadan kötüden uzak durmak. ve bir olduğunu bilerek her kezin, her şeyin, ondaki ni sebepsiz kabullenmektir.

    YanıtlaSil
  46. İnanan bir insanım. Ama Ruh başlığında önce "insanların ruhu olmasaydı hayvanlar gibi iyi ve kötüyü yırt etmeyen vs olurdu demişsin. Sonra da klonlanan hayvanların ruhları olduğundan farklı seçimler yaptığını söylemişsin. Yanlış mı anlıyorum? Ve bence yazdığınız yazı Allah'ın varlığını ıspatlamıyor. Allah'ın varlığı ıspatlanabilir mi bilmiyorum ama şu ana kadar ıspatlanamadığını düşünüyorum. Ispatlanmış olsaydı "inanmak" zorunda olmazdık, bir tanrının var olduğunu "öğrenmiş" olurduk.

    YanıtlaSil
  47. Merhabalar.
    Hiç düşündünüz mü, acaba ölünce de mi gerçeği bilemeyeceğiz?
    Selam ve dualarımla.

    YanıtlaSil
  48. Dinlere ve peygamberlere hiçbir şekilde inanmıyorum. Ancak, ileri teknoloji (quantum fiziği, yeni keşfedien atom altı parçacıkları) ve diğer son bilimsel çalışmalar ve buluşlar, evreni yaratan esrarengiz bir gücün ve sistematik çalışan mekanizmasının varlığını inanılır gibi kılıyor. Bu kapsamda şunu sorabiliriz. Neden ilahi adalet tecellisi her zaman karşımıza çıkmıyor? Örneğin; yakın tarihteki basın yayın organlarında görüyoruz; bir baba karısına kızdığı için 9 yaşındaki çocuğunu bıçaklayıp öldürüyor. Çocuğun burada ne günahı var? İşte burada ilahi adalet devreye giremediği için tanrı varlığını sorgulamak zorunda kalıyoruz. \nYapılan istatistiki veri analizlerinde en küçük atom parçacığı kütlesi ve quantum fiziğindeki davranışı ile büyük kütleli bir kozmik materyalde benzer şekilde %1 lik sapma tespit edilmekte ve buda tesadüfi (random event and creation) olaylara oluşumlara sebep olmaktadır. Yani esrarengiz güc kendisinin müdahale etmediği bu orana müsaade etmektedir. İnsanlığa ve evrene zarar veren herşey deprem göktaşları yıldız patlamaları bu %1 lik oran içerisindedir. Aksi takdirde herkes zengin olur,futbolcu olur veya sanatçı olurdu. Bunun yanında bir hedefe ulaşmak için gerekli tüm şartları da yerine getirmek gerektiğini ortaya koymaktadır. Kısaca 1 rakamını (teklik) her yerde karşımıza çıkarmaktadır. İlk madde olan hidrojenin tek 1 atom olması ve diğer maddelerin bundan türetilmesi kendi varlığına işaret etmektedir. Atom protonlarının tek 1 çekirdek etrafında döndüğü gibi gezegenlerin tek 1 güneş veya yıldız etrafında dönmesi.
    Az önce gönderdiğim mesaja ek olarak teklik örneklerini çoğaltabiliriz. Bir hücrenin tek bir sperm tarafından döllenmesi ve diğerlerini engellemesinin ilginç durumu. Hücre içinde bunu hisseden ne var ki diye sorarsak yine karşımıza esrarengiz güç çıkar.

    YanıtlaSil

Google hesabı kullanmak istemeyenler yorum göndermek için Yorumlama Biçimi'nde Adı/URL kısmından seçim yapabilir.

Notral.com, Copyright © 2023. İletişim İçin E-Posta Gönder.

Tema resimleri Bim tarafından tasarlanmıştır. Blogger tarafından desteklenmektedir.